Bilim insanları, Meta için psikolojik araştırmaların şeffaf olmasını istiyor

Geçtiğimiz günlerde bilim insanları, Meta’nın başında olan Mark Zuckerberg‘e açık mektup gönderdi. Bir grup akademisyen Meta şirketini Facebook, Instagram ve WhatsApp‘ın çocukların ve ergenlerin ruh sağlığını nasıl etkilediğine ilişkin araştırması konusunda daha şeffaf olmaya çağırdı. Mektup, şirketin kendi iç çalışmalarının bağımsız incelemelerine izin vermesini, dış araştırma projelerine veri katkısında bulunmasını ve bağımsız bir bilimsel gözetim grubu kurmasını talep ediyor.

Dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerden araştırmacılar tarafından imzalanan mektupta, “Siz ve kuruluşlarınız, çocuklar ve ergenler üzerindeki dahili araştırmalarınızı ruh sağlığı biliminde yerleşik kanıt standartlarıyla uyumlu hale getirmek için etik ve ahlaki bir yükümlülüğe sahipsiniz” deniyor.

Açık mektup, Facebook’tan gelen sızıntıların, Instagram’ın bazı genç kızlar için kaygı ve beden imajı sorunlarıyla bağlantılı olduğunu tespit eden şirketin dahili araştırmasından bazı verileri ortaya çıkarmasından sonra geldi. Ancak yayınlanan araştırma sınırlı ve görüşmeler yoluyla toplanan öznel bilgilere dayanıyor. Bu strateji faydalı içgörüler üretebilse de, sosyal medyanın herhangi bir zihinsel sağlık sorununa neden olduğunu kanıtlayamıyor.

Meta

Mektupta, şu ana kadar elde edilen bilgilerin, Facebook araştırmacılarının yürüttüğü çalışmaların akademik araştırmacıların denemeleri yürütmek için kullandıkları standartları karşılamadığını gösterdiği görülüyor. Bilim insanları, mevcut bilgilerin de tam olmadığını belirtti. Meta araştırma yöntemlerini veya verilerini kamuya açıklamadı. Bu nedenle bağımsız uzmanlar tarafından incelenemiyor. Yazarlar, şirkete, araştırma materyalleri ve verilerinin yayınlanmasını da içerecek olan geçmiş ve gelecekteki araştırmaların bağımsız olarak gözden geçirilmesine izin verme çağrısında bulunuyor.

Mektupta ayrıca Meta’dan verileriyle ergenlerin ruh sağlığı üzerine devam eden bağımsız araştırma çabalarına katkıda bulunması isteniyor. Büyük teknoloji şirketlerinin veri yayınlamaması uzun süredir devam eden bir hayal kırıklığıdır. Bu da dış araştırmacıların ürünlerini incelemesini ve anlamasını zorlaştırıyor. Yazarlar, “Gençlerin çevrimiçi ortamda nasıl etkileşime girdiğini inceleyemezsek, 21. yüzyılda ruh sağlığını tespit etmek ve geliştirmek imkansız olacak” diyor.

Meta’ya Facebook ve Instagram gibi platformların kullanımından kaynaklanan zihinsel sağlık risklerini değerlendirmek için bağımsız bir bilimsel güven oluşturması ve “çevrimiçi riskler için dünya çapında gerçekten kanıta dayalı çözümler” uygulanmasına yardımcı olması için çağrıda bulunuldu. Güven, şirkete içerik denetleme kararlarında yardımcı olan mevcut Facebook Gözetim Kuruluna benzer olabilir.

Bu noktada Meta’dan elde edilebilen dahili araştırmalar, sosyal medya platformlarının ruh sağlığını etkileyip etkilemediğini veya nasıl etkilediğini kesin olarak söyleyemez. Ancak sızdırılan bulgular konuyu anlamaya yardımcı olabilecek daha titiz araştırmalar yoluyla daha fazla araştırmayı garanti etmeye yetecek kadar konuyu gündeme getiriyor.

Bilim insanlarının özetlediği adımları atmak, bu sorunları gidermeye yardımcı olabilir ve çevrimiçi olarak daha eksiksiz bir ruh sağlığı resmine katkıda bulunması bekleniyor. Mektupta, “Doğru bilimsel ve etik araçlar mevcut olsaydı, Meta tarafından toplanan veriler, dijital teknoloji kullanımını nasıl anladığımızı ve ruh sağlığı üzerindeki etkisini benzeri görülmemiş şekillerde bilgilendirebilirdi” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki İçerik

1 saatte onarım ve dijital hizmet çeşitliliği, Samsung Türkiye’ye uluslararası çapta 3 ödül getirdi

Sonraki İçerik

Google, 2021’in popüler arama sonuçlarını açıkladı

Reklam