Başlayalım
Netflix, hepimizin bildiği gibi tüm dünyaya açılan dev bir pazar. Abone kitlesi de çok fazla. Her ay yeni dizi, film ve pek çok farklı içerik daha duyuruyor, aboneler de merakla bekliyor. “Şu şu dizi Netflix’e düştü mü?” sorusunu çevremizden defalarca duymuşuzdur.
Geçen sene Netflix, ilk yerli orijinal yapımı olan The Protector yani Hakan: Muhafız dizisini yayınladı. Başrolünde de Çağatay Ulusoy gibi bir yıldız vardı. Yine çok heyecandık, merakla bekledik, çıkar çıkmaz bitirdik diziyi. İlk sezonu idare etse de ikinci sezonu oldukça kötüydü Hakan: Muhafız’ın. İlk sezon yakalanan başarı Netflix’i çok tatmin etmiş olacak ki bir yerli yapım daha çekmeye karar verdiler ve The Gift yani Atiye dizisini duyurdular. Şengül Boybaş’ın ilk romanı Dünyanın Uyanışı’ndan Netflix’e uyarlanan Atiye de Hakan: Muhafız gibi bir uyarlama. Başrollerde de iki yıldızımız, Beren Saat ve Mehmet Günsür olacaktı.
Biz ikinci bir Hakan: Muhafız vakası mı geliyor diye düşünürken dizi dün Netflix’te yayınlandı. Çok şükür ki yanılmıştık. Atiye daha ilk bölümünden bizi şaşırtmayı başardı. Bu dizi oldukça gizemliydi ve dibine kadar fantastik olacağının sinyallerini de daha en başından belli ediyordu.
Konusundan bahsedecek olursak; Atiye bir ressam ve çocukluğundan beri aynı sembolü farklı detaylarla farklı renklerle çiziyor. Çizdiği sembolün aynısının bir kazı sırasında Arkeolog Erhan tarafından Göbeklitepe ortaya çıkmasıyla, Atiye geçmişini keşfetmek için Göbeklitepe’ye gidiyor ve hayatı değişmeye başlıyor. Bu bir kendini keşfetme hikayesi…
Atiye dizisine başlamamla bitirmem bir oldu ve içim çok rahat söylüyorum, Muhafız’la aralarında dağlar kadar fark var. Çok iyi iş olmuş. Netflix’in kendi dizilerinde istediği tempoya uygun yazılmış, başroller karakterlerinin hakkını vermiş ve gizem ögesi inanılmaz işlenmiş. O kadar inanılmaz işlenmiş ki bir türlü çözülemeyen gizemlerle dolu dizi(!)
Bir iki kötü oyuncu performansı, bitmek bilmeye gizem ögeleri ve çok az rahatsız edici klişe göze batsa da, 2. sezonu beklemeye değecek bir dizi olmuş Atiye.
Şimdi bölüm bölüm, sohbet eder gibi spoilerlı incelemeye geçelim.
Uyarı: Aşağısı spoiler dolu!
Atiye daha ilk bölümden öyle bir başlıyor ki başrolümüz Atiye’yi kendi cenaze merasimini izlerken görüyoruz. Henüz ilk dakikalardan bizi merak içinde bırakan dizi daha sonra karakterlerini bir bir tanıtmaya başlıyor. Atiye, atölyesinde her zamanki sembolünü çizerken 6 yıldır birlikte olduğu Ozan’ı ve kız kardeşi Cansu’yu tanıyoruz. Cansu evlatlık ve alkol sorunları var. Atiye rüyasında geçmişten bir parça görüyor ama henüz anlam veremiyoruz. İki defa da yaşlı bir kadını kendisini izlerken görüyor ve gizem ögeleri devam ediyor. Göbeklitepe’de Arkeolog olan Erhan, Atiye’nin sembolünün aynısını buluyor kazılarda. Arka tarafının geniş bir boşluk olduğunu görüyoruz Erhan’ın. Baktığı yerin hemen ardında mor taşlar var. Önceden cilalanmış ve mühürlenmiş. Detaylar çok etkileyici ve Göbeklitepe o kadar güzel çekilmiş ki bu diziden sonra çok rahat turist akınına uğrayacaktır orası. Atiye, sembolünün haberini internette okuduktan sonra Göbeklitepe’ye doğru arabasıyla yola çıkıyor. Gidilen yolların bazen çok kısa sürebilmesi göze batabiliyor ama Atiye’nin geçmişindeki bilinmezlik dizide başka yönlere çekilmemizi engelliyor. Onunla birlikte biz de aynı arayışta oluyoruz. Atiye’nin karşısına alnında yıldız işareti olan bir kız çıkıyor. Oldukça garip görünümlü olan bu kız Göbeklitepe’yi duyduğunda telaşla arabasına atlıyor Atiye’nin ve yola beraber devam ediyorlar. Göbeklitepe’nin girişinde yıldız işaretli kız iniyor arabadan ve uzaklaşıyor. Atiye ve biz anlam veremiyoruz halen. Erhan’la ilk konuşmasında Erhan onu ciddiye almıyor. Çünkü yüz yıllar öncesindeki bir sembolün Atiye’nin çizimlerinde de olması ona inandırıcı gelmiyor. Akşam olduğunda aynı kız otelde çıkıyor karşısına Atiye’nin. Onu mühürlenmiş yere, mağaranın arka tarafına götürüyor, mor taşları yine görüyoruz ve kız aniden kayboluyor. Erhan yakalıyor Atiye’yi, ona yine inanmıyor. Atiye İstanbul’a geri dönüyor, Ozan Atiye’ye evlenme teklifi ediyor, Atiye kabul ediyor derken Erhan atölyeye geliyor ve dün gecenin devamını anlatıyor. Gece arka tarafa geçtiklerinde mor taşları gördüklerini ve anlattığı yıldız işaretli kızın mağara kabartlamarına çizildiğini söylüyor Atiye’ye. Ve “sen kimsin?” diyor.
Oldukça etkileyici bir açılış izledikten sonra Atiye’nin gördüğü yaşlı kadını duvara aynı sembolü kazırken görüyoruz. Dizinin introsu ve müzikleri harika şu ana kadar. Atiye nişan töreninde gizemli yaşlı kadını görmeye devam ediyor ve korkuyor artık. Erhan’ın hoca olduğu üniversitede bir konferans var, Göbeklitepe ile ilgili. Atiye de katılıyor konferansa. Erhan ile birlikte sembolü Öner Hoca’ya soruyorlar, onun da bilgisi yok. Ama yıldız işaretli kızın kürtçe kelimeler kullandığını öğreniyoruz. Erhan’ın hocası Öner meyhanede Erhan’a bir defter veriyor. Babası Nazım’ın defteriymiş. Defterde yıldız işaretli kızın çizimini görüyoruz. Babası daha önce keşfetmiş Göbeklitepe’yi. Atiye düğün hazırlıklarına devam ederken sesler duyuyor, sesleri takip ettiğinde karşısına bir tabut çıkıyor ve tabutun içinde kendisini tabuttan çıkmaya çalışırken görüyor. Çok korkan Atiye bayılıyor ve hastaneye kaldırılıyor. Beren Saat’in oyunculuğu bu sahnede muazzamdı. Gerilimi uçlarımıza kadar hissettik bu sahnede onunla beraber. Atiye psikiyatriye sevk ediliyor ve şizofreni teşhisi konuyor, ailesinde de şizofreni olduğu söyleniyor. Erhan da defterde eksik sayfalar buluyor. Karanlık olduğunda defterde Atiye ve Zühre yazısı ile sembol beliriyor boş bir sayfada. Atiye’yi arıyor Erhan ama Cansu açıyor telefonu ve konuşturmuyor. Hastaneye geldiğinde ise Atiye onunla konuşmak istemiyor bu kez. Ozan ve Erhan da hafif geriliyorlar bu sahnede. Şu ana kadar Ozan ve Cansu dizide çok etkisiz iki karakter. Ozan’ın babası Serdar karanlık bir adam. Yıldız işaretli kızı duvarında izlerken görüyoruz onu da. Atiye evinde dinlenirken Öner Hoca’nın odasını hatırladı ve “Zühre Altın” ismi dikkatini çekti. Erhan’ı aradı ve anlattı gördüklerini Erhan da Öner Hoca’nın odasına girdi. Atiye gördüğü yaşlı kadını çizerken Erhan da dosyada aynı kadının fotoğrafını buldu. Atiye’ye gönderdi fotoğrafı ve otoparkta arabasına binerken biri Erhan’ı bayıltıp dosya ve defteri çaldı. Atiye, Erhan’ın yanına geldi fotoğraf halen Erhan’da ve arkasında bir adres var. İkili oraya gidecekler. Biz de Zühre isimli yaşlı kadını ilk kez bir evde gördük bölüm sonunda.
Burada yaşlı kadını canlandıran Meral Çetinkaya ve oyunculuğuna dikkat çekmek istiyorum. Her zaman böyle yaşlı kalmayı, böyle harika oynamayı nasıl başarır bir oyuncu. 15 sene önce de aynıydı şimdi de aynı. Hayranlık duyulası biri kendisi.
Sonraki bölümde Atiye ve Erhan buldukları adrese gidiyorlar ama Zühre’ye ulaşan Atiye oluyor. Sembolü görüyor ve Zühre’nin anneannesi olduğunu söylüyor Erhan’a. Zühre kör ve Atiye onu öldü biliyormuş. Atiye eve geldiğinde annesi kızıyor ona ve Zühre’nin fotoğrafını gösterdiğinde Atiye ona deli muamelesi yapıyorlar. Ertesi gün beraber gidip bakacaklar. Erhan defteri araştırmaya devam ediyor. Sekiz köşeli yıldız dikkatini çekiyor. Sabah Atiye ve ailesi geçen geceki eve geliyorlar. Ev Atiye’nin bulduğu gibi değil bir aile yaşıyor evde, Zühre de yok. Atiye sinir krizi geçiriyor ve yine psikiyatriye gidiyor ve ilaç kullanmayı kabul ediyor artık. Beren Saat bu sahnelerde yine harika oyunculuğunu konuşturmuş diyebilirim. Erhan akşam Atiye’nin evine geliyor, Atiye pes etmiş durumda ve hayatına devam etmek istiyor. Erhan Şems-i Tebrizi’den bir alıntı yapıyor: “Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını.” diyor. Serdar’ın adamı Akrep’ten dosya ve defteri aldığını görüyoruz. Eksik sayfaları da istiyor Serdar ve Akrep’i tekrar peşine takıyor Ozan’ın. Erhan Göbeklitepe’ye geliyor ve çalışanlarla konuşuyor. Babasının zamanında kör bir kadının babasına sorun çıkardığını öğreniyor ve izini sürmeye başlıyor. Bu sırada karavanından bir adam çıkıyor ve kaçıyor. Erhan’ın bulduğu her materyal onu sembole götürüyor. Cansu ve Atiye’nin duygusal bir sahnesini izliyoruz Atiye ağlıyor, Cansu onu yatıştırmak için şarkı söylüyor. Güzel iki oyunculuk izledik bu sahnede de. Özellikle Beren Saat… Erhan, Zühre hakkında yeni bilgiler buluyor ve onun yerini öğreniyor. Atiye’nin düğünündeyiz. Serdar eli boş dönen Akrep’i öldürüyor.Atiye’nin babası Mustafa Atiye’yi almaya odasına gidiyor ama geri gelmiyor. Atiye bir not bırakmış Ozan’a ve Erhan’la beraber kaçmış düğünden. Erhan’ın Zühre ile birlikte Atiye’nin odasına girdiğini görüyoruz flashback sahnesinde. Atiye tekrar inanmaya hazır.
Geçmişten bir sahneyle açılıyor yeni bölüm. Köylüler Zühre’nin evini basıyor ve babasını öldürüyorlar. Zühre’nin kızı şahit oluyor olanlara. Evi ateşe veriyorlar. Olaylı düğün sonrası Serdar, Atiye’nin ailesinin polisi aramasına izin vermiyor ve basına da yalan söylüyor. Atiye, Erhan ve Zühre Nemrut Dağı’na gidiyorlar soruların cevaplarını almak için. Serdar Ozan’a “sen ailemizin yüz karasısın” diyor ve onu küçümsüyor. Ozan da Cansu’nun yanına gidiyor ve ondan destek alıyor. Nemrut’a yolculuk devam ederken ormanlık bir alanda Erhan ve Zühre arabadan iniyorlar. Zühre Erhan’a geçmişini, ailesinin nasıl öldüğünü gösteriyor. Erhan kaza sanıyordu şimdiye kadar ve kendini suçluyordu ama cinayete kurban gitmişlerdi. Ara verdiklerinde Atiye Cansu’yu arıyor ve “aradığım şeyi bulunca geri döneceğim” diyor ona. Adıyaman’a vardıklarında halkın Zühre’ye minnettar olduğunu görüyoruz, neredeyse tapıyorlar ona. Ozan ısrarla Cansu’ya Atiye’yi soruyor ve isyan ediyor Cansu. Ozan’a aşık olduğunu öğreniyoruz bu sahnede. Hep köprü olmuş ilişkilerinde Ozan’ın Atiye’ye ulaşması için. Klişe bir sahne izliyoruz ve Ozan’la Cansu beraber oluyorlar. Gece Atiye uyandığında Zühre’yi bulamıyor ve aramaya başlıyor onu. Kamp kurdukları yerde Ozan’a biri saldırıyor ve kaçıyor sonra. Zühre dağın tepesinde ayin gibi bir şey yapıyor ve Atiye’yi çağırıyor. Mustafa karısı Serap’a hesap soruyor. Atiye’nin annesi Serap’ın, Zühre’yi Atiye’den gizlediğini öğreniyoruz. Zühre, Serap’ın annesi. Bölüm başındaki küçük kız da oymuş. Atiye Zühre’yi buluyor, Zühre ona görevinden bahsediyor, “kaderinde sonsuzluk var” diyor ve son nefesini veriyor. Yıldız işaretli kız tekrar ortaya çıkıyor ve Atiye ile beraber bir mağaraya giriyorlar. Mağara girişi kapanıyor.
Atiye’nin kendini keşfetmesinde önemli rol oynayan 5. bölümde herkes Atiye’yi arama çalışmalarına katılıyor. Erhan’ı tutukluyor jandarma ve bir çadıra atıyorlar. Erhan kapanan girişi işaret ediyor onlara ve aramaya burdan başlayın diyor. Serap Zühre’nin başında yas tutuyor ve Zühre’nin kolunda sekiz köşeli yıldız işaretini görüyoruz. Atiye tek başına çıkışı ararken ruhani bir varlık ona yol gösteriyor. “ruhun sana yol göstersin, kim olduğunu hatırla” gibi cümleler söylüyor Atiye’ye. Bu sırada Cansu annesini suçluyor, Zühre’yi neden gizlediğini, Atiye’yi deli olduğuna neden inandırdığını soruyor. Cansu’nun evlatlık olduğunu yüzüne vuran Serap kırıyor Cansu’yu bu sahnede. Kazı çalışmalarından sonuç alınamayınca patlayıcı kullanmaya karar veriyorlar. Erhan ısrarla karşı çıkıyor onlara. “Atiye eğer tünellerdeyse üzerine çöker kalıntılar ve ölür.” diyor ama onu dinlemiyorlar. Serdar için Atiye çok önemli ve mutlaka Ozan’la evlenmeliler. Bunun nedenini de bilmiyoruz. Garip bir önemi var şu ana kadar. Atiye tünellerde arayışına devam ederken kendi bebekliğini görüyor. Serap onu sevmiyormuş bebekken. Cansu Ozan’la konuşuyor, ablası tünelden çıkınca olanları itiraf edeceğini söylüyor Cansu. Ozan karşı çıksa da Cansu inat ediyor kararında. Bu sırada Erhan kaçıyor, Cansu’dan yardım istiyor Atiye’yi çıkarmak için. Öner Hoca’dan da Nemrut Dağları’nın krokisini istiyor ve aramaya başlıyorlar beraber, Sirius yıldızının girişinden girecekler. Atiye tünellerde kendini keşfetmeye devam ediyor. Ozan’ı aslında sevmediğini keşfediyor, Cansu’yu küçükken sevmediğini ve onun ölmesini istediğini keşfediyor. Erhan ve Cansu yıldızı buluyorlar ve kazmaya başlıyorlar. Ruhani varlık Atiye’ye “kendini olduğun gibi kucakla” diyor ve Atiye iki mezar buluyor, çizdiği sembollerle dolu. Zühre “başardın, uykuya geri dönme” diyor Atiye’ye ve ona bir kolye takıyor. Tünelleri patlatıyorlar, Atiye dağın en tepesinde beliriyor yavaşça. Bu bölümde Atiye kim olduğunu ne olduğunu keşfetti fakat bizim kafamızda halen soru işaretleri var.
Son 3 bölümdeyiz. Atiye atölyesinde resim çiziyor Erhan babasının eski eşyalarına bakıyor. Şahmeran tablosunun içinde bir defter buluyor. Defterde babasının Göbeklitepe’de bulduklarından sonra tehdit edildiği, takip edildiği yazıyor. Bir kaset buluyor ardından. Kasette “53,16,83,6,30,19” sayılarında gizemin saklı olduğundan bahsediyor babası Nazım. Erhan bir ustaya geliyor ve Şahmeran’ın hikayesini dinliyor. Atiye Serap’a hayatının kontrolünü eline aldığını söylüyor artık. Erhan tutuklanıyor tarihi eser kaçakçılığından. Atiye ziyarete geliyor ve Nihat’ın ölümünü araştıracağını söylüyor. Eve geliyor mağarada gördüğü kadını çiziyor. Gazeteleri araştırıyor internetten. Cinayet haberi yok, tüm gazeteler kaza olarak yayınlamış olayı. Ozan geliyor elinde güllerle Atiye eskiye dönmek istemediğini söylüyor ve Ozan geri gidiyor. Cansu onu geri giderken görüyor o da vazgeçiyor Atiye’nin yanına gitmekten. Erhan sürekli sure ve ayete okuyan hücre arkaşından sayıları yorumlamasını istiyor, yine sure ve ayetlere yöneltiyor adam onu. Cansu, Ozan’la olanlardan sonra çok pişman ve bitmiş durumda. Babası Mustafa ile dertleşiyor. Erhan’ı Öner’in asistanı Hannah yalancı şahitlik yaparak çıkarıyor içerden. Atiye’nin araştırlamaları onu “Bektaşi Dergahları’na” ve Bekir isimli birine yönlendiriyor. Atiye Bekir’i bulduğunda ona dokunuyor ve geçmişi görüyor. Erhan’ın anne babasının öldürüldüğünü, bebeğin ise bir polis tarafından alındığını görüyor. Erhan’ın evine geliyor ve ona kız kardeşinin yaşadığını söylüyor. Erhan mezarlığa gidiyor mezarı açıyor ve mezarın boş olduğunu görüyor. Atiye de evinde Cansu ile konuşurken eski bir fotoğraftan Cansu’nun bebekliğini anımsıyor ve onun Erhan’ın asıl kız kardeşi Elif olduğunu anlıyor. Tahmin edebildiğimiz bu gelişme bence pek de sürpriz olmuyor bizim için. Halen çok soru işareti var kafamızda. Atiye’nin güçleri gibi…
Cansu Ozan’la yaşadıklarını itiraf edemeden Atiye fotoğrafı da alıp çıkıyor evden ve babası Mustafa’nın yanına gidiyor. Mustafa olanları anlatıyor Atiye’ye ve cinayetlerin örtbas edildiğini kendisinin de devlet tarafından tehdit edildiğini söylüyor. Atiye ertesi gün Ozan’la buluşuyor, Cansu ona yaşananları itiraf ettiği bir video atıyor. Ozan Atiye görmeden videoyu siliyor. Atiye de Ozan’ı terk ediyor ve yüzüğü atıyor. Erhan’ın yanına gidiyor Atiye ve defterdeki kayıp sayfaları arıyorlar beraber, bir ferman kutusu buluyorlar Nihat’ın kolisinden. Kutu sayılarla açılıyor. Serdar Ozan’a kızıyor Atiye onu terk ettiği için. Cansu ile beraber olduklarını öğrendiğinde ise kırbaçlıyor Ozan’ı. Abartı bir sahne olmuş bence ve oyunculuklar çok da iyi değildi. Atiye ve Erhan birlikte oluyor bu arada, Atiye’nin ensesinde de yıldız işareti var. Atiye Erhan’a Cansu hakkındaki gerçeği açıklıyor. Cansu bavulunu toplamış giderken Ozan geliyor tartışıyorlar. İtiyor Cansu’yu, Cansu kafasını vuruyor ve çivi giriyor kafasına yere yığılıyor Cansu. Atiye giriyor içeri Ozan yok ama Cansu ölü halde. Erhan da giriyor onun ardından polislerin geldiğini haber veriyor. Yerde bir yüzük buluyor Erhan ve Atiye’ye gösteriyor. Atiye Ozan’ın yapabileceğine inanmak istemiyor. Polis itirafı izletiyor herkese ve Atiye’den şüpheleniyorlar doğal olarak. Atiye yıkılmış durumda ve Beren Saat oyunculuğu yine göz dolduruyor bu bölümde. Serap Atiye’yi arıyor ve Atiye onun yanına gittiğinde polisler etrafını sarıyorlar. Atiye annesi Serap’a sarıldığında Serap gerçekleri görüyor. Atiye tutuklanıyor.
Sezon finalindeyiz. Halen açıklanmamış çok gizem var. Nihat’ın geçmişini izliyoruz. Göbeklitepe’yi önce o keşfetmiş, hatta kapıya kadar ulaşmış. Zühre izin vermemiş ifşa etmesine. “Kapıyı bulması gereken kişi Erhan, Atiye’nin vazifesi ise kapıyı açmak.” demiş Nihat’a ve geleceğini göstermiş ona. Nihat çizimler yapıyor deftere alnında yıldız olan kızı çizmiş. Eksik sayfalar şimdi bizim için daha çok önem kazandı. Atiye hastanede, Serdar’a gizemli bir çağrı geliyor, Atiye’nin 2 gün içinde kapıda olması gerektiği söyleniyor ona. Hannah’ın Serdar için çalıştığını öğreniyoruz o da Erhan’dan kayıp sayfaları istiyor. Atiye’yi öldürmekle tehdit etti onu. Atiye küçükken Cansu’nun ölmesini istemişti. Atiye’nin ne kadar güçlü olduğunu anlıyoruz bu sahnede. İstediği oluyor bir şekilde. “Evrende hiçbir şey bitmez sadece dönüşür, her şeyin doğduğu yere git, mümkün senin rızandır, ruhun iyileşmeye başladığında yolunu bulacaksın” diyor ilahi varlık Atiye’ye. Erhan ve Öner Hoca da ferman kutusunu çözmeye çalışıyor kayıp sayfaları bulmak için. Ozan Cansu’nun ölümünden dolayı pişman. Kendini asıyor ama ip kopuyor, ölemiyor. Mustafa Serap’ı terk ediyor. Serap’ın kolundaki yıldız işaretini dağladığını izliyoruz. Kolyesini de sakladığı sandıktan çıkarıyor ve Atiye’ye götürüyor. Zühre’yi ve geçmişini anlatıyor Atiye’ye. Alnında yıldız işareti olan kızın Serap’ın kardeşi Seher olduğunu öğreniyoruz. Köylüler diri diri yakmışlar onu geçmişte. Atiye’de de aynı iz çıkınca Serap onu sevmek istememiş, korkmuş. Serap Atiye’ye bir vazifesi olduğundan bahsediyor ve kapıyı sadece Atiye’nin açabileceğini söylüyor. Erhan Cansu’nun mezarındayken bir arı onun 16/6/19 tarihine bakmasını sağlıyor. Bu hem Nihat’ın kayıtta söylediği sayılar hem de Cansu’nun ölüm tarihi. Ferman kutuya giriyor sayıları ve kutudan eksik sayfalar ile kapıya giden bir kroki çıkıyor. Atiye kaçıyor, Erhan babasının notlarını okuyor. Nihat’ın gelecekte olanları bildiğini fark ediyoruz. Nihat “kapıyı bul, Atiye’yi koru, o gelecek, karanlıktaki ışık o” diyor eksik sayfalarda. Atiye geliyor ve Erhan’a Göbeklitepe’ye gitmeleri gerektiğini söylüyor. Amacı Cansu’yu geri getirmek. Hannah peşlerinden gidiyor. Ozan gizli bir geçitten babasının planlarını öğreniyor ve ona hesap sormaya gidiyor. Gittiği yerde Mustafa ona kayıtları izletiyor ve Cansu’yu Serdar’ın öldürdüğünü görüyoruz. Serdar tutuklanıyor. Atiye ve Erhan’ın önüne bir tır çıkıyor Erhan arabadan aşağı iniyor, Hannah Erhan’a saldırıyor Atiye kapıya doğru Seher’in peşinden gidiyor. Erhan bıçaklanıyor. Atiye kapıdan geçiyor ve Cansu’nun orada olduğunu görüyor. Ona sarılıyor ve onu geri getirmek istediğini söylüyor. Gerçeklik tekrar yazılıyor ve sarıldığı kişi Erhan’ın ölen kardeşi Elif oluyor. Atiye ellerine baktığında Zühre’deki izlerin aynısını görüyor ellerinde, duvara baktığında ise kendi çizdiği sembolünü görüyor.
Bitirelim
Atiye her bakımdan Hakan: Muhafız’dan daha iyi bir dizi. Netflix’in yüzünü çok güldürecek bir dizi. Yerli dizilerle karşılaştırdığımızda da konu ve oyunculuk olarak Atiye çok rahat öne çıkabilir. Çünkü dibine kadar fantastik bir dizi ve çok az cgi efekti kullanılmış.
Can sıkan bazı sorunlar yok mu elbette var. Gereksiz klişeler, sürekli artan gizem ögeleri ve bunların genel olarak açıklanmaması, ısrarla ingilizce kalıplar kullanmaları, ve bazı oyuncu performansları. Bu oyuncular Metin Akdülger ve bazı sahnelerde de Melisa Şenolsun maalesef.
Özellikle Atiye’nin geçmişi ve sahip olduğu güçler, hep çizdiği sembolün sırrı, Göbeklitepe ile olayların bağlantısı bunlara bir türlü ulaşamıyoruz. Dizide neredeyse her şey 2. sezona bırakılıyor. Atiye gerçekliği yeniden yazdıktan sonra neler olacak?
Ufak tefek sorunlara rağmen benim sezona puanım 8/10
Sinematografi: Dizideki her görüntü her manzara her ayrıntı çok iyi çekilmiş. Görüntü yönetmeni Ahmet Sesigürgil büyük iş başarmış. Turist akınına uğracak seneye Göbeklitepe ve Nemrut Dağı. Flashbackler ve rüya sahneleri çok başarılı ve hiç kafa karıştırmaması da bu bakımdan bir artı. Çok fazla soru işareti var çünkü dizide. Buna rağmen seyirci nerede ve ne zamanda olduğu konusunda sıkıntı yaşamıyor.
Müzik: Kullanılan ses efektleri ve seçilen şarkılar çok iyiydi. Yabancı dizi havasındaydı ses efektleri ve fon müzikleri. Bu bakımdan Sertaç Özgümüş’ü tebrik etmek gerek.
Oyuncular: Beren Saat Atiye karakteri ile bize oyuncu resitali sunmuş bu dizide ve ne gerekiyorsa onu oynamış. Onunla birlikte gerildik, o ağladığında üzüldük, o mağarada yolunu ararken biz de nefes nefese kaldık diyebilirim. Çok özlemiştik onu ve bu dizi Beren Saat’in kariyeri açısından çok çok iyi oldu.
Mehmet Günsür her zamanki adamı oynuyor aslında. Fi’de nasıl sanatçıysa burda da arkeolog Erhan’ı oynamış ve çok iyi oynamış. Beren Saat’le kimyaları da çok iyiydi. Her zaman söylerim. Hollywood’luk bir aktör kendisi.
Melisa Şenolsun’un karakteri bir noktada kilit olsa da sezonun ilk yarısı çok etkisizdi. Hikayedeki yeri bu kadar kilit olan bir oyuncu bir şekilde kendini daha çok göstermeliydi diye düşünüyorum. 2.sezonda daha iyi olacaktır bana göre.
Metin Akdülger bana göre sınıfta kaldı. Karakteri en etkisiz oyuncu onunki ve bir şey de katamamış rolüne. Umarım o da 2. sezonda karakteri daha iyi canlandırır.
Yazar
Enes Subaşı